Bir Otobüsle Avrupa Turu Tavsiye Yorumu

Otobüsle Avrupa Turu tavsiye yorumu okumak için doğru yerdesiniz…

Haydi Avrupa’ya ile Otobüsle Avrupa Turu

Otobüsle Avrupa Turu…  Herkesin merak ettiği ama birçoğumuzun cesaret edemediği tek seferde Avrupa’nın büyük kısmını görmemizi sağlayan bir gençlik programı…

Haydi Avrupa’ya ile nasıl bir deneyimdi?

Katıldığımız Büyük Avrupa Turu’nda amacımıza ulaştık, memnun kaldık mı?

Baştan başa Avrupa’yı gezebilmek mümkün müydü?

Turda nereleri gördük nereleri gezdik?

Konaklama, otobüs, rehberlik, bütünüyle otobüsle Avrupa turu konsepti nedir, ne değildir.  

Otobüsle Avrupa Turuna çıkmak isteyenler için fikir vereceğini düşündüğümüz yazımızı sizlerle paylaşıyoruz.

İşte Otobüsle Avrupa Turu tavsiye yorumu

Neden otobüsle Avrupa turu

Avrupa’yı baştan başa gezebilmenin belki de tek mümkün olan yolu, tek seferde neredeyse tamamını gezebilecek bir programa katılmaktı. Hem zamandan, hem bütçeden bizim için inanılmaz tasarruf sağlayacaktı. Örneğin Benelüx Turuna ayrı, İtalya Turuna ayrı, Orta Avrupa turuna ayrı, Balkan turuna ayrı çıkacak olursak hem maddi anlamda çok zorlayacak, hem de her biri için birer hafta zaman ayırmak durumunda kalacaktık. Böylelikle Otobüsle Avrupa Turu yapmaya karar verdik.

Haydi Avrupa’ya

Karar verdikten sonra programları ve turları inceledik. 2018’de 17 ülke 17 gün ve 27 şehri kapsayan Haydi Avrupa’ya ile Otobüsle Büyük Avrupa Turuna denk geldik. Fiyatı son derece makuldü, 9 gece konaklama sayısı ile de yeteri kadar konaklama imkânı sunuyordu. 17 günde 17 Avrupa ülkesini ve 27 şehri görmek için diğer turları da inceledikten sonra Haydi Avrupa’ya ile birlikte gitmeye karar verdik.

Vize

Haydi Avrupa’ya profesyonel vize merkezi ile çalıştığı için evraklarımızı hazırlayıp kendilerine gönderdik. En yakın bölge olarak İzmir’den başvuracağımızı öğrendik ve alınan randevu gün ve saatinde başvuru merkezine giderek başvurumuzu yaptık. Biz gelmeden zaten formların doldurulması, evrakların tanzimi yapılmış, geriye sadece imza atmak kalmıştı bize. Başvurumuzu yaptık ve 5 iş günü içinde vizelerimizi aldık.

Otobüsle Avrupa Turuna Hazırlık

Hazırlık sürecinde Haydi Avrupa’ya bizi hiç yalnız bırakmadı, tüm sorularımızı saat gözetmeksizin cevaplandırılan yetkili kişi tur sonuna kadar bize yardımcı oldu. Tura çıkmadan hangi evraklarımızı yanımıza almalıyız, hangi eşyamızı götürmeliyiz bize Avrupa’da lazım olacak ne varsa hem liste olarak hem de soru cevap olarak bize iletildi. Alışverişlerimizi yaptık ve Tur gününde İstanbul’dan binerek yola koyulduk.

Kokartlı Rehber eşliğinde Avrupa Turu

Bizleri başvuru ve hazırlık süreci boyunca yalnız bırakmayan yetkili ve rehber karşıladı. Rehberimiz birkaç dil bilen kokartlı Rehber Erhan Bey’di. Erhan Bey Sınırdan geçmeden önce tüm uyarıları tek tek anlattı ve sınır kapısından geçtik. Ana dili gibi Yunanca bilen Erhan Bey Yunanistan’ın Kavala kentinden itibaren bize denize girdiğimiz Halkidiki’yi ve Selanik’i en az bir Yunan tarihçisi gibi anlattı. Biz o gün Selanik’te konakladık.

Otobüsle Avrupa Turumuz başlıyor

Kısa kısa ve özetle gezdiğimiz konakladığımız şehirleri ve ülkeleri merak edenler için şu şekilde kaydedelim:

Atatürk’ün evini ziyaret ederek gerçek anlamda başladığımız Otobüsle Avrupa Turu Kuzey Makedonya’nın Üsküp kenti ile devam etti. Üsküp yeteri kadar gezildikten sonra gece yolculuğu sonrası Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’ye öğleye doğru varmış olduk.

Budapeşte’de yaklaşık tam güm zaman geçirme fırsatı bulduk. Geldiğimiz gün 20 Ekim Macarların Milli Bayramları olduğunu öğrendik. Gündüz festival alanlarını, şenlikleri takip etme akşam ise gördüğümüz göreceğimiz en büyük Havai Fişek gösterilerini izledik. Budapeşte’ye bayıldık. Tuna nehri ile Zincirli Köprü ile Balıkçılar Tabyası ile caddeleri ve parkları ile Orta Avrupa’nın en güzel şehrini keşfetme imkânı yakaladık.

Budapeşte’deki otelimizde konakladıktan sonra, Batı Müziğinin Başkenti Viyana’yı Hofburg Sarayı, Graben Caddesi, Opera Binası, Mozart anıtı, cadde ve sokaklarıyla gezdik, sonra Slovakya’nın başkenti muzur şehir Bratislava. Old Town Bölgesi, Saat Kulesi… Akşam yola çıkıp gece Prag’a vardık..

Gece vardığımız Prag’ta otelimizde konakladıktan sonra ertesi gün öğleye kadar grupla birlikte Old Town ve dünyanın en eski halen çalışabilen Astronomik Saatini ve kulesini, Charles Köprüsü, Golden Line yolu, Franz Kafka’nın evi ve dönen başı anıtı, Stava nehri ve pek çok yeri gezdikten sonra serbest zamanda hazırladığımız listeyi tamamlamak için Üstün Beyle tabana kuvvet kaleyi, kıyıda köşede kalmış güzel müze ve noktaları gezdik.

Budapeşte – Viyana – Bratislava ve Prag ile Orta Avrupa’nın en önemli kentlerini gezmiş olduk.

Gece Prag’tan ayrılırken istikamet Köln oldu. Köln kentine sabah saatlerinde varıp Ren nehri üzerinden geçip Büyük Köln Katedralinin önüne geldik. Köln katedralinin Almanya’nın ve Kuzey Avrupa bölgesinin en büyük Katedrali olduğunu öğrendik. Duruşu ve heybeti görenleri kendine hayran bırakıyordu.

Batı Avrupa’ya uzanıyoruz

Köln’den ayrılıp Amsterdam’a daha doğrusu 20 dakika uzaklıktaki yel değirmenleri, peynir ve çikolata çiftlikleri ile ünlü Zaanse Shans kasabasına geldik. İnsanda güzel duygular uyandıran bu güzel kasabadan Konaklayacağımız otele geçtik.

Sabahtan itibaren Amsterdam gezisine başlamadan Giethoorn Kasabasını da ziyaret ettik. Masalımsı hobbit köyünden bizim için çok değerli olan fotoğraflarla döndük. Amsterdam şehrini Red Light Sokağı’nı ve Dam Meydanını Amsterdam merkezini bütünüyle gezdikten sonra Belçika’nın Brugge şehrine doğru ilerledik.

Ortaçağ’dan kalma bozulmamış Brugge kenti turumuz boyunca en sevdiğimiz şehirlerden biri oldu. Kanalları, Ortaçağ mimarisi, müzeleri ve yerel içecek ve yemekleri ile Brugge unutamayacağımız şehirler arasına girdi.

Paris’in görülmeye değer belli başlı yerlerini önve grupla birlikte ve rehberin anlatımlarıyla gezmeye başladık. Ressamlar Tepesi’nden başlayarak, Şanzelize Bulvarı, Zafer Takı, Concorde Meydanı ilk gün gezilen yerler arasında yer aldı. Otele yerleştikten sonra Paris Metrosunu da keşfederek Tracodere Maydanı Işıklandırılmış Eyfel gösterisi önündeki parklarda zaman geçirme. Ertesi gün serbest zamana kadar Seinne Nehri, Louvre Müzesi, Notre Dame Katedrali gezdiğimiz yerler arasındaydı.

Paris’te geçirdiğimiz yaklaşık 2 gün ve konakladığımız şehir olarak her ne kadar süre açısından yetmese de yine de Otobüsle Avrupa Turu için uzun zaman ayrılmıştı.

Paris’te Serbest zaman sonrası Eyfel’in altında buluşma ve Barcelona’ya hareket.

Güney Avrupa Turumuz başlıyor

İspanya’nın en büyük ikinci şehri Barcelona ziyaretimiz içinde Sagrada Familia, La rambla Caddesi, Barceloneta Plajı, müzeler ve listeme aldığım pek çok yeri gezme görme fırsatımız oldu. Barcelona’da geçirdiğimiz 24 saat boyunca hem dinlenme fırsatı yakaladık hem de Akdeniz’in kendine özgü bu şehrini keşfetme şansımız oldu.

Barcelona’dan Fransız Rivierası boyunca Pisa’ya kadar uzandık. Buralarda Hangi şehirleri mi gördük; Marsilya, Cannes, Nice ve Monaco – Monte Carlo… Bir günde 4 ülkeye girip çıkmamız inanılmaz bir şeydi ama İspanya İtalya arasında bu uzun yolculukta şehirleri de ziyaret etme fırsatını da yakaladık.

Gece Monaco’dan ayrılıp Sabaha gözlerimizi Pisa Kulesi’nde bulduk. Pisa Kulesini de düzelttikten sonra Rönesans şehri Floransa. Floransa’nın müzeleri, meydanları, köprüleri vs en beğendiğimiz şehirlerden biri oldu.

Floransa’dan sonra istikametimiz dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan Roma oldu. Roma’da o kadar çok yer gezildi ki; Collesium, Aşıklar Çeşmesi, Novona Meydanı, Melekler Şatosu, Vatikan, İspanyol merdivenleri, caddeler tarihi sokaklar ve Pantheon. Pantheon önünde Roma dondurması ve İtalyan pizzaları. Roma’yı da böylece keşfettikten sonra serbest zamanı da bitirip Gece Venedik’e doğru yola çıktık.

Venedik son gördüğümüz Avrupai kenti gibi oldu. Venedik’ten sonra yavaş yavaş Balkanlar’a geçiş yaptık. Venedik’ten geriye kanallar, köprüler, sandallar, sanat dolu sokaklar, San Marco Meydanı ve Rialto Köprüsü kaldı…

Avrupa Turumuz sona eriyor

Zagreb ve Lübyana yol üstü şehirleri olarak yine de beğendiğimiz ve unutamayacağımız şehirlerarasında yer aldılar. Belgrad’ın hareketli gece hayatı ve Belgrad Kalesi de Belgrat’tan bizde iz bırakan yönleri oldu.

Türkiye’ye döndüğümüzde geride güzel dostluklar, birbirinden güzel ve özel fotoğraflar kaldı. Tur boyunca en güzel fotoğraf karesi nerde verilir, en güzel nerden fotoğraf çekeriz rehberimiz tarafından bize söylendi.

Otobüsle Avrupa Turu yapmadan önce ve tur sırasında her konuda uyarılar, hatırlatmalar bilgilendirmeler yapıldığı için korktuğumuz çekindiğimiz gibi olmadı. Ekip profesyonel ve işi bilen insanlarla yola çıktık. Otobüsümüzden, otellere, Rehberimizden kaptanlara kadar fiyata göre oldukça kaliteli bir programa katıldık.

Tekrar çıkmak ister miyim, kesinlikle evet. Farklı bir destinasyon oluştururlarsa yine katılırız.

Biz kendimizi resmi bir tur programında değil, resmen bir aile içinde bulduk. Ailemizle birlikte bu turu gerçekleştirdik diyebilirim. Çünkü herkes gezmek istiyordu, herkes eğlenmek istiyordu, herkes birbirini watsap grubundan yola çıkmadan önce tanımıştı. Yardımlaşma dayanışma gibi gerekli grup özellikleri koordinatörlerimiz tarafından oluşturuldu, bizler de katkı sağlayarak turun güzel geçmesini sağladık.

Otobüsle Avrupa Turunda o kadar kısa sürede o kadar şehir nasıl görülecek diye soranlar düşünenler oluyor. Şehirlerin arasındaki mesafeler çok kısa. En uzun yolculuklarımız Üsküp Budapeşte, Prag Köln ve Barcelona Marsilya arası oldu.

Yazıyı yazarken anılarımız tekrar canlandı ve son olarak diyorum ki iyi ki Haydi Avrupa’ya ile bu tura katılmışız, iyi ki Otobüsle Avrupa’yı bir baştan bir başa turlarmışız.

Sayfamızdaki diğer otobüsle Avrupa Turu tavsiye yorumu yazıları için, blog.haydiavrupaya.com sayfamızı ziyaret ediniz.

Hayat ve seyahat Yazarı Fatma Ölçücü Özdemir’in yazısı için: Otobüsle Avrupa Turu tavsiye yazısını okuyunuz

Kamp turlarımız hakkında bilgi almak ve yorumları okumak için avencamp.com

Otobüsle Avrupa Turu tavsiye yorumu deneyim katılanlar gidenler